We are social ve
Hootsuit tarafından hazırlanan “Digital in 2018 in Western Asia
2018” istatistik verilerine göre,
nüfusunun % 67’si aktif internet
kullanıcısı , % 51’i aktif sosyal medya kullanıcısı ve % 54’ü aktif mobil
sosyal medya kullanıcısı olan ülkemiz, dijital iletişime elverişli pazarlardan
biri durumuna gelmiştir.
Dünyanın yeni yeni endüstri 5.0 ‘ı konuştuğu bugünlerde
temel dijital iletişimin araçları olan:
web siteleri, blog siteleri, forum siteleri, sosyal medya ağları, sohbet
yazılımları, sms, mobile uygulamalar, e-posta ve e-bültenleri her kurumda etkin
olarak kullanılır durumda değildir. Kurumların en kolay ve sık ziyaret edilen
yüzü olan web siteleri güncelliğini korumazken, mobil kullanıma uygun olmayan
arayüzlere sahip sitelerde görüntüleme sorunları yaşanmaktadır. Bu ve benzeri
sorunlar dijital düşünme kapasitesindeki sorunları da ortaya koyarak, günümüz
rekabet koşullarında kurumları ve kuruluşları rakiplerine göre dezavantajlı
duruma düşürmektedir.
Yine aynı istatistik verilerine göre ülkemizde sırası ile ,
Youtube, Facebook , Whatsapp, Instagram , FB Messenger , Twitter, Google+,
Skype, Snapchat, Linkedin, Pinterest ve Tumblr sosyal medya platformları
kullanılmaktadır.
Sosyal medya platformları yaygın kullanımı ve bilginin hızlı
dolaşımından dolayı kitleleri harekete geçirmede en etkin kullanılan araçlardan
biridir. Bir tweet ile Arap Baharı, Gezi Parkı , toplu grevler, dünya kadın
yürüyüşleri gibi büyük olaylar için binlerce insan sokağa dökülebileceği gibi
Change.org sitelerden gerekli toplu imzalar toplanabiliyor, Instagram’daki bir
post ile bir gecede binlerce liralık yardım kampanyaları tamamlanabiliyor,
Facebook’un bir grubunda milyonlarca insan bir konunun destekçisi olmak için
bir araya gelebiliyor. Sosyal medya platformlarının bu gücü sivil alan ve
STK’lar için oldukça değerlidir.
Sivil toplum kuruluşları sosyal medya platformlarını etkin
bir biçimde kullandığında kurumları hedefledikleri konuda farkındalık ve etki
yaratmak için faaliyet yürütebilirler. Ayrıca özel sektör kurumlarının aksine
kar amacı gütmeyen, düşük bütçeler ve kısıtlı kaynaklarla sahip sivil toplum
kuruluşları için sosyal medya platformları amaca giden en maliyetsiz yollardan
biridir.
Dijital iletişimde, dijital düşünmenin önemini de vurgulamak
son derece önemlidir. Sivil toplum kuruluşları,
gönüllüleri ve bağışçıları ile iyi bir iletişim kurmak için yıllık faaliyet
raporlarını, bağışçılardan aldıkları bağışları, proje kapsamlarını ve
faaliyetleri gibi konulardaki bilgileri, şeffaflık ilkesi bağlamında dijital
ortama taşıyarak halkın bilgisine sunması güven ve sadakat açısından önem arz
etmektedir. Yine çoğunlukla sms yolu ile haftanın belirli günlerinde
gönüllülerine ve bağışçılarına bağış yapmaları için bilgilendirme mesajı
gönderen STK’lar ellerinde bulunan kullanıcı dataları ile daha gönüllü ve
bağışçı odaklı bir mesaj içeriği ile iletişim sağlamaları da kurumları
açısından farklılık oluşturacaktır.
STK’ların dijital iletişimini geliştirmek için sosyal
girişimcilik içeren startup’ların içinde de yer alabilirler. STK’larla alanında
en bilinen sosyal girişimlerinden olan Yuvarla ( alışverişlerde
küsuratların yukarı yuvarlanması ile
belirlenen STK’lara bağış yapılır) ve Givin ( ikinci el eşyaların satılıp,
ücretinin belirli STK’lara bağışlanması) gibi startup’ların çoğalması da
STK’ların dijital iletişim için de etkinliğini artıracaktır.
STK’ların dünya iletişim trendlerine uyum sağlamak ve
dijital dönüşüme eklemlenerek bağışçılarına ve gönüllülerine daha iyi
ulaşabilmek için, Ulusal Ajans, AB fonları, Kalkınma Ajansları ya da özel
kuruluşların (Radore Veri Merkezi STK’larda dijital dönüşüm projesi, TechSoup
ve Google ortaklığı ile Gmail, Google Takvim, Google Drive servislerine,
Youtube’un STK’lar için düzenlenmiş portalına ve Adwords’de 10,000 dolarlık
bağış sistemi içerisinde hedef kitleye erişim imkanı) başlattığı birçok projeye
ya ev sahipliği yapıyor ya da direkt katılımcı olarak yer alıyorlar.