İnsanlar, olaylar, mekânlar, düğünler… Her şey
ne kadarda aynı olmaya başladı fark ettiniz mi? Tek tip insan profiline karşı
duyarsız hale geldik. Özümüzde ve öz kültürümüzde bulunan asıl değerlerimize o
kadar yabancılaştık ki karşımıza çıktıklarında bizden olduğunu unutup
yargılayıp, yafta yapıştırmaya başlıyoruz.
Günlük hayatın içinde çokça karşılaştığımız
durumlardandır; sokaktaki insanların, farklı(!) giyinen insanlara uzunca, hatta
arkaya dönülerek rahatsız edercesine bakması, bir mekânda yazılı kurallar
olmadığı halde diğerlerinden farklı davranan kişilere kınayıcı gözlerle
bakılması, kişi hakkında fısıldanmaların başlaması, düşük ve orta gelir
düzeyine sahip insanların gittiği kafelerin, piknik alanlarının, plajların,
düğün salonlarının… Küçümsenmesi ve tabi tüm bahsedilen durumlara konu olan bu
profile sahip insanların argo kelimeler ile yaftalanması.
Peki, neydi bu kişilerin aşağılayıcı bakışlara
ve eleştirilere maruz kalma sebepleri? Cevap: Farklı (!) olmaları. Peki, neydi farklılıkları?
Cevap: Batının tüm dayatmalarına rağmen kendileri gibi olabilmeleri, kendi kültürlerini,
adet ve göreneklerini devam ettirmeleri, birilerine benzemek için uğraşmamaları,
doğal olmaları işte fark bu. Aslında kıskanılan da bu çünkü onlar en özgür
olanlar.
Gıpta ile bakıldığı için eleştiriliyor bu insanlar.
Eştirenler özgür değiller çünkü. Her hareketleri bulundukları “cemiyet ne der.”
çerçevesinin içinde özgür sadece… Şimdi doğal olanlar mı farklı yoksa toplum
içinde doğal olduklarını sanıp, kendilerini normal, ötekileştirdiklerini farklı
görenler mi yaftayı hak ediyor acaba?